www.nirvanacocuk.com

ÇOCUKLRDA DİL GELİŞİM SÜRECİ ( Normal Dil Gelişimi)

E-posta Yazdır PDF

ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİM SÜRECİ

( Normal Dil Gelişimi)

Doğduklarında dil öğrenme kapasitesi ile doğan çocukların dil gelişimlerinin normal bir seyri vardır. Her çocuk bu süreci  yaklaşık olarak aynı zamanlarda ve aynı dil gelişim basamaklarından geçerek sürdürür.

Çocuklar ilk seslerini doğduklarında ağlayarak ve daha sonrada hapşırarak, öksürerek çıkarmaktadırlar. Ağlama sesleri daha sonra farklılaşır, ağrı ve açlık ağlamaları ayırt edilmeye başlanır. Daha sonrada sırası ile 2-3. aylarda aaa, eee gibi gıgıldama dediğimiz sesli harf seslerini özelliklede keyifli oldukları zamanlarda çıkarmaktadırlar. 4- 6. aylarda ba, da gibi bir sesli bir sessiz harften oluşan ve babıldama (agulama) dediğimiz sesleri çıkarmaya başlamaktadırlar. Altıncı aydan sonra bababa, dadada gibi cıvıldama ( veya tekrarlayan babıldama) dediğimiz sesleri çıkarmaktadırlar. Aynı dönemde bazı jest ve mimiklerde yapmaktadırlar. İlk sözcüklerden önceki döneme ( bir ay- bir yaş arası) dil öncesi evre veya söz öncesi iletişim evresi denmektedir. Yaklaşık bir yaş civarında önce sözcük anlamına gelen jest ve mimikler yapmakta, sonrada ilk sözcüklerini çıkarmaya başlamaktadırlar. İlk sözcükler 12-18 aylar arasında söylenmektedir; fakat çocuklar ilk sözcüklerini söylemeden önce sözcükleri anlamaya başlamaktadırlar. Yaklaşık 10 aylıkken 30, 13 aylık olduklarında da 100 sözcük anlayabilmektedirler. Halbuki 12- 18 aylık iken söyleyebildikleri sözcük sayısı 30-50 arasındadır. Bu dönemde sözcük öğrenmede bir sıçrama olmakta ve iki yaşındaki çocuk yaklaşık 300, iki buçuk yaşındaki çocuk yaklaşık 600 sözcük söyleyebilmektedir. İlk cümleler 12- 18 ay arasında bir sözcük ve bir işaret şeklinde söylenmektedir.(örneğin suyu işaret ederek su diyen bebek su ver demektedir) Yaklaşık 18 ay civarında çocuklar iki kelimelik cümleler söylemeye başlamaktadırlar. İki yaşındaki bir çocuk 4-5 kelimelik, iki buçuk yaşındaki bir çocuk 7-8 kelimelik cümle kurabilmektedir. Çocuklar cümle kurmaya başladıklarından kullandıkları sözcüklerin çoğu isimlerden oluşmaktadır. Bu nedenle ilk cümlelerinde sıklıkla iki ismi cümle şeklinde kullanırlar. ( örneğin çorap masa, anne mama gibi).12-18 ay arasında söyledikleri kelimelerin % 20-30’u başkalarınca anlaşılırken 2-2,5 yaş arasında bu oran % 60-70, 2,5 yaşında ise % 80-90 olmaktadır.Beş altı yaşlarında her gün on yeni kelime öğrenerek 15 bin kelime hazinesine ulaşabilmektedirler. Çocukluğun ortasında yılda 5-10 bin kelime öğrenebilmektedirler.

 Her çocuk aynı sıra ile dili öğrenmektedir. Çocuklar arasında bu basamaklara ulaşma bakımından bazı farklar olmakla birlikte aralarında büyük farklar yoktur. Bir çocuk 11 aylıkken ilk kelimesini söylerken, başka bir çocuk 12-18 ay arasında herhangi bir zamanda ilk sözcüğünü söyleyebilir. Aynı şekilde bir çocuk 18 aylıkken cümle kurarken bir diğeri iki yaşında cümle kurabilir; fakat bir çocuk 18 aylık olduğu halde halen sözcük söyleyemiyorsa, iki yaşında olduğu halde halen cümle kurmaya başlamamışsa bir gecikme söz konusudur. Yaşamın ilk yıllarında konuşmaları geri kalan çocukların yarıdan fazlası daha sonra yaşıtlarına yetişmektedir. Geride kalan ve yaşıtlarına yetişemeyen çocukların çoğunlukla alıcı dilide ( söyleneni anlama) geridir. Bu çocukların bilişsel gelişimlerinin de ( dil, zeka, düşünme ) geri kalma olasılığı daha fazladır.

Yukarıda dil gelişiminin hangi yaşlarda ne düzeyde olacağı belirtilmiştir. Bu aylar ve sözcük sayıları yaklaşık sayılardır. Konuşma basamaklarında gerilik önemli ölçüde ise, örneğin 18 aylıkken hala kelime söyleyememe, iki yaşında hala cümle kuramama, iki buçuk yaşında basit cümleler dışında cümle kuramama gibi durumlarda gecikmenin nedenini araştırarak tedbir almak gerekir. İlerde konuşur denen çocukların bir bölümü ilerde de konuşma geriliği göstermektedirler. Konuşması geri olan hangi çocuğun ilerde açığını kapatacağını önceden kesin olarak bilemeyeceğimizden, konuşması geri olan bütün çocukların araştırılması ve gerekli eğitimlerin verilmesi gerekir. Çünkü dil gelişiminde en önemli dönem ilk üç yaştır. Üç yaşından sonra açığı kapatmak daha zordur.

 

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu (Okul Fobisi)

E-posta Yazdır PDF

  Bu korkunun temeli anneden ayrılma korkusudur.Bu nedenle ayrılık anksiyetesi bozukluğu denmektedir.Ancak çoğunlukla  çocuk okula başlayıncaya kadar farkedilmez veya normal karşılanır. Okul döneminde çocuk anneden ayrıldığında korku duyar ve okula gitmek istemez. Ayrılık anksiyetesinin  okul döneminde devam ediyorsa okul fobisi olarakta adlandırılmaktadır.Çeşitli  kaygılar nedeni ile  çocuğun okula gitmeyi reddetmesidir.Çocuk okula gitmez veya okula gider derslere devam etmeden okuldan ayrılır. Okul reddi okul hayatının her döneminde ortaya çıkabilir; ancak çoğunlukla geçiş dönemlerinde, yani okula başlama  ve 10-11 yaş dönemlerinde ortaya çıkar.

 

    İlk kez okula giden 6-7 yaş çocukları, ailelerinden ayrılarak yabancı bir ortama  girdiklerinde,yabancı ortamı tanıyıp arkadaşlar edininceye kadar bazı uyum sorunları gösterebilirler.Bu uyum sorunları okula gitmeyi reddetme düzeyinde değildir.Okul reddi olan çocuklar ise okula başlarken  anne veya babalarından ayrıldıklarında  sebebini bilmedikleri büyük bir kaygı, korku duyarlar.

Devamını oku...
 

Otistik bozukluklar ( yaygın gelişimsel bozukluklar) ve diyet tedavisi

E-posta Yazdır PDF

Otistik bozukluklar ( yaygın gelişimsel bozukluklar) ve diyet tedavisi

Otizm sebebi tam olarak bilinmeyen yaygın gelişimsel bir bozukluktur. Üç temel alanda bozukluk sözkonusudur.Sosyal ilişkilerde bozukluk, iletişimde bozukluk ve yineleyen kısıtlı hareketler ve ilgi alanları. Sebebi tam bilinmediği gibi tedaviside tam olarak bilinmemektedir.

Şu anki araştırma sonuçlarına göre tedavide en etkili yöntem, bu konuda geliştirilmiş eğitim proğramlarını bu konuda uzmanlaşmış kişiler tarafından uygulamaktır. Çeşitli ilaçlarda belirtileri gidermek ve tedaviye uyumu arttırmak amacı ile kullanılmaktadır.

Son yıllarda bazı çevrelerde diyet tedavisinin çok yararlı olduğu şeklinde bir kanı bulunmaktadır. Bu konuda bazı yayınlarda bulunmaktadır. Bu tedavi şekli bir çok aileye çekici gelmektedir. Ancak; bu tedavi şekli( gluten ve kazeinsiz diyet, çeşitli probiyotikler, vitaminler vermek) pahalı ve zor olduğu gibi yapılan güvenilir araştırmalarda bu tedavinin yararlı olduğunu göstermemiştir. Tek tek bazı vakalarda faydalı olduğu şeklinde yayınlar bulunmakla birlikte, çok vakalı çalışmalar bunu doğrulamamıştır. Her vakanın farklı genetik, biyolojik yapısının olması, hastalığın sebeplerinin her vakada aynı olmaması gibi sebepler olduğundan bazı tek tek vakalarda faydalı olabileceği ileri sürülmektedir. Buna rağmen bazı çevreler bu tedavi şeklinin yararlarını abartarak ailelere gereksiz yere umut vermektedirler.

 

Sonuç olarak güvenilir araştırmalar otizm tedavisinde diyet tedavisinin faydalı olduğunu göstermemiştir. Tek tek bazı vakalarda olumlu bazı sonuçlar alınması bu tedavinin faydalı olduğunu söylemek için yeterli değildir.

 

OKUL BAŞARISIZLIĞI

E-posta Yazdır PDF

  Okula başlamak çocuklar için olumlu veya olumsuz duygular yaratabilecek, bir çok sorunu ortaya çıkarabilecek bir durumdur. Okula başlamanın heyecanını en çok hissedecek öğrenciler  birinci sınıfa başlayan öğrencilerdir. Genel olarak birinci sınıf öğrencileri her bakımdan en hassas  grubu oluşturmaktadırlar. Kimisi daha önce kreşe,  ana sınıfına gitmiş, kimiside ilk kez  annesinden ayrılmaktadır. Aile yapılarına, yetiştirilme  tarzlarına, daha önce kreşe, ana sınıfına  gidip gitmemelerine, öğretmenin tutumuna,  fiziksel, zihinsel ve  ruhsal  durumlarına göre okulda çeşitli sorunlar yaşamaktadırlar.Bu sorunlar okul başarısızlığına neden olmaktadır. 

Devamını oku...
 

Konuşma Gecikmesi

E-posta Yazdır PDF
 
  Normal gelişen bir çocuk bir yaşından itibaren tek tek kelimeleri söylemeye başlar; iki yaşına geldiğinde bir çok tek kelime ile birlikte iki kelimelik cümleler kurabilir. İki yaşında henüz tek kelimeleri söyleyemeyen, yada bir iki kelime dışında konuşamayan, üç yaşında cümle kuramayan çocuğun konuşması  önemli ölçüde geri kalmıştır.
Konuşma gecikmesinin bir çok nedeni vardır.  Çocuk doğduğu günden itibaren fiziksel, sosyal ve zihinsel olarak gelişmeye başlar.Konuşma bütün bu gelişmelerle iç içe olarak gelişmektedir.Bu  nedenle de  fiziksel, sosyal ve zihinsel  nedenlerle  konuşma gecikebilir.
Konuşma gecikmesine yol açan nedenlerin başlıcaları şunlardır
-Uyaran eksikliği:Çocuklar doğdukları andan itibaren dış dünyadaki nesnelerle ve diğer insanlarla ilişki içindedirler. Bu  ilişki sırasında çocuklar, görerek, duyarak, dokunarak, koklayarak birçok uyaran alırlar. Bu uyaranlardan elde ettikleri algılamaları sözel ifadeye çevirirler. Konuşma için en etkili uyaran başkalarının konuşmasını duymaları ve bunları taklit etmeleridir. Bazı ilgisiz ailelerde veya yurtlarda yaşayan çocuklar kendileri ile yeterince konuşulmadığından geç konuşurlar ve konuşmaları yetersiz kalır. Uzun süre televizyon karşısında reklam, klip izlemekte çocuğu dış dünyadan soyutlamakta ve konuşmalarının gecikmesine neden olmaktadır.
Devamını oku...
 

Sınav Kaygısı

E-posta Yazdır PDF

   Kişinin bir stres etkeni ile karşılaşması durumunda aşırı bir uyarılmışlık durumu  ve buna bağlı olarak bedensel, duygusal ve zihinsel değişimler ortaya çıkmaktadır. Sınav kaygısı yaşayan bir kimsedede  bu değişimler  ortaya çıkmakta ve kişinin öğrendiği bilgileri ortaya koymasına engel olmaktadır.

    Bir sorunu çözmesi gereken bir kimse veya bir görevi yapması gereken bir kimsenin kaygı duyması normaldir.Kaygı düzeyi kişinin işini yapmasını engelleyecek düzeyde değilse başarısına olumlu katkıda bulunur.Yapacağı görev ve  işler konusunda hiçbir kaygısı veya sorumluluk duygusu olmayan bir kimse herşeye boşvererek  birşey yapmayabilir.Böyle bir durumda olan kimsede başarısız olur.Yapacağı işler konusunda aşırı kaygı duyan bir kimsede yeterince başarılı olmayabilir.

  Sınav kaygısı diye adlandırılan durum kişinin daha önce öğrendiği bilgileri veya becerileri yeterli düzeyde ortaya koymasını engelleyen bir durumdur.

Devamını oku...
 
  • «
  •  Başlangıç 
  •  Önceki 
  •  1 
  •  2 
  •  3 
  •  4 
  •  Sonraki 
  •  Son 
  • »
JPAGE_CURRENT_OF_TOTAL

Ziyaretçi Bilgisi

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugünkü Ziyaret13
mod_vvisit_counterDün56
mod_vvisit_counterBu Hafta244
mod_vvisit_counterBu Ay970
mod_vvisit_counterHepsi225004

Anket

Okul başarısını etkileyen en önemli faktör nedir ?
 

Online Zİyaretçi

Şu anda 3 ziyaretçi çevrimiçi